Dünyada yapayalnız, tek başına kalmak… nasıl bir şey olurdu acaba? Bununla ilgili bir çok dizi/film çekildi. En komiklerinden biri de “The Last Man on Earth – Dünyadaki son adam.” Her zamanki gibi bir şeyler oluyor, dünyanın ayarlarını kurcalıyoruz ve bir şekilde yeryüzündeki insanların tamamı yok oluyor bu dizide. Bir kişi hariç. O kişinin post-apokaliptik bir dünyadaki yaşam mücadelesini anlatıyor işte bu hikaye. Bu kez korkunç değil de komik bir üslupla… Gelişmiş bir medeniyet, içinde insanlar kalmazsa ne işe yarar ki? Boş sokaklarda tek başına bowling oynayıp arabalara delik açmaktan başka ne yapabilirsiniz?
Çok değil, biraz komik diyebileceğim bu dizinin bendeki etkisi ciddi ciddi şu soruyu düşündürmesi oldu: Tam şu anda dünyanın en yalnız insanı kim? Bu sorunun geçerli olması için insanlığın yok olmasına gerek yok. Eminim böyle biri vardır; bu soruyu daha önce de soran olmuştur düşüncesiyle konuyu araştırdım ve gerçekten de dünyanın şu anda yaşamakta olan en yalnız insanını buldum.
Siz, oturduğunuz yere dünyanın en gelişmiş dağıtım ağlarından biriyle ulaşan bu videoyu, cebinizde taşıdığınız minicik, ya da duvara astığınız kocaman bir ekrandan izlerken o adam dünyanın en ücra köşelerinden birinde devasa tropik yaprakların altında uyuyor. Yarı çıplak vücudunun hemen her yerini böcekler ısırmış; dev sinekler kanının tadına bakmak için etrafında uçuşuyor. Kafasını yasladığı ağacın tepesinde örümcek maymunları cirit atıyor. Az sonra uyandığında kahvaltıda yiyebilmek için onları avlamaya çalışacak. Pişirebilmek için de ağaç kesmesi gerekiyor. Yeterince dikkatli dinlerseniz ağaca savurduğu ilkel baltasının sesini duyabilirsiniz.
Biliyorum size bir masal gibi geldi söylediklerim. İnsanlığın binlerce yıl önce avcı-toplayıcı olarak yaşadığını anlatan bu tür kitaplardan bir pasaj okuyormuşum gibi… Bu arada Sapiens’in çizgi romanı da yayımlandı. Sanki bunun içindeki hayali bir çizimi gösteriyormuşum gibi. Ama hayır. Anlattıklarımın hepsi gerçek. Şu anda izlediğiniz görüntüler dünyanın bu en yalnız adamının varlığının tek kanıtı. 50’li yaşlarda olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin 7 katı büyüklüğündeki Amazon ormanlarının derinliklerinde tek başına yaşıyor. Bugüne kadar modern dünyaya adımını bile atmamış. Kendisine yaşam alanı olarak belirlediği yaklaşık 50 kilometrekarelik bir alandan dışarıya hiç çıkmamış.
Bütün bunları nereden biliyoruz? Amazon yerlilerini korumak amacıyla kurulan Funai isimli bir organizasyondan… Yerlilerin haklarını savunan ve kar amacı gütmeyen bu kuruluş bugüne kadar modern dünyadan izole olarak yaşayan 113 farklı kabile tespit etmiş. Bu kabilelerin çoğu modern dünyayla temasa geçince yok oluyorlar. Bizim hastalıklarımıza, hastalıklı davranışlarımıza alışkın olmadıkları için ölüyorlar. O yüzden 90’lı yıllardan itibaren onları koruma altına alan bazı yasal düzenlemeler getirilmiş. Bu tür kabilelerin sayısı çok azalsa da hala 20-30 kişilik gruplar halinde var olma mücadelesine devam ediyorlar. Öyle ya da böyle 20-30 kişi birlikte oldukları için pek de yalnız sayılmazlar. Ama bizim dünyanın en yalnız adamı öyle değil. Diğerlerinden farklı olarak o tek başına. Konuştuğu dili ve adını bilmiyoruz. Muhtemelen hiçbir zaman da öğrenemeyeceğiz. Bildiğimiz tek şey yere yaklaşık 2 metre derinlikte delikler kazdığı. O yüzden kendisine bu özelliğiyle ilgili bir isim vermişler.
Neden bu delikleri kazdığını bilmiyoruz. Çeşitli teoriler var. Kimileri hayvanları avlamak için tuzak kurduğunu ileri sürüyor, kimileri de bunun dini bir amacı olduğunu iddia ediyor. Ondan çok uzakta, Afrika kıtasındaki insanların da ekosistemi yeniden canlandırmak için yerlere çukurlar kazmaya başladıklarını duymuştuk ama delik adamının yaşadığı yere çukur kazma sebebinin bu olduğunu pek sanmıyorum. Kendisine sorabilme ihtimalimiz de pek yok, çünkü Funai’nin aldığı önlemler sayesinde onun yaşadığı alana girmek yasaklanmış durumda. Artık dünyanın en yalnız adamının 50 km yakınına başka bir insan gidemiyor.
Size bundan daha ilginç bir şey söyleyeyim mi? 50 yıl kadar önce delik adamından çok daha yalnız ve izole başka bir adam vardı. Dünyanın değil, evrenin en yalnız insanı. Tahmin edebileceğiniz gibi 1969’da Ay’a gönderilen bir astronottan bahsediyorum. Hayır, Ay’a ilk ayak basan Neil Armstrong değildi en yalnız insan. Çünkü Ay’a iniş yapan aracın içinde onun yanında Buzz Aldrin de vardı. Yani iki kişi birlikte iniş yaptı. Onları Ay’a götüren modülde üç kişi olarak yola çıkmışlardı, fakat Ay’ın yörüngesine ulaşınca iki kişi “Eagle” modülüyle iniş yaparken bir kişi Ay’ın çevresinde onları beklemek üzere “Columbia” modülünde kaldı. Tek başına. 27 saat boyunca Ay’daki arkadaşlarının geri gelmesini bekledi. Elbette bu sırada hem Dünya’daki kontrol merkeziyle hem de Ay’la iletişimi sağlamakla meşguldü. Ama yörüngesinde döndüğü için Ay’ın arka yüzüne gittiğinde yaklaşık 50 dakika boyunca iletişimi kesiliyordu. İşte o 50 dakikalık süre boyunca astronot Michael Collins yeryüzünde bugüne kadar yaşamış tüm insanlardan daha izole, daha uzak, daha yalnız bir insan olma ünvanını kazandı. Düşünsenize en yakınınızdaki iki kişi Ay’ın öbür tarafında, geri kalan tüm insanlık Dünya’da. Ben bir de buna “en şanssız” ünvanını eklemek istiyorum. Çünkü oraya kadar gidip, 27 saat boyunca Ay’ın çevresinde dolanıp, ona iniş yapan arkadaşları tarihe geçerken yukarıda tek başına beklemek zorunda kalmak gerçekten de “talihin böylesi” dedirtir insana.
Delik adamıyla bu astronot arasında ne kadar büyük bir uzaklık var değil mi? Bu insanların ikisi de şu anda hayatta. Birinin dünyanın en yalnız insanı olması için doğduğu yerden 50 km bile uzağa gitmemesi gerekmiş. Diğerinin evrenin en yalnız insanı olabilmesi için insanlığın binlerce yıl boyunca geliştireceği en gelişmiş teknolojik araçları beklemesi ve bunlarla 400.000 km uzağa gitmesi gerekmiş. Sonucu yalnızlık olan iki ayrı uç.
Fakat ikisi de hala hayatta olan bu iki adamdan biri bilerek ve isteyerek yalnız kaldı. Ay’a iniş yapmasa da ödülü uzay tarihine geçmek oldu. Ya diğeri? Delik adamı neden yalnız biliyor musunuz? Öyle olmayı seçtiği için değil. Bir zamanlar onun da bir ailesi varmış. 20-30 kişiden ibaret olsa da bir kabilesi. Dış dünyadan, medeniyetten habersiz bir halde kendi hallerinde yaşayıp gidiyorlarmış. Onlar medeniyeti keşfedememiş belki ama medeniyet onların yaşadığı yerleri bulmakta gecikmemiş. Bir avuç toprak için onların yaşadıkları ormana dalıp ağaçlarla birlikte o kabileyi de yok etmişler. Bizim delik adamı 80’li yıllarda o daha bir çocukken tüm ailesini ve kabilesini, bu dünyada tanıdığı herkesi kaybetmiş.
Bence yere kazdığı çukurlardan ötürü değil, işte asıl bu sebeple ona delik adamı demek daha doğru. Çünkü gelişmek her zaman ilerlemek anlamına gelmiyor. Bazen bu uğurda insanların, doğanın kalbine nice delikler açılıyor.
“Dünyanın en yalnız insanı kim?” için 8 yanıt
Barış abi lütfen kitap tavsiyesi video su çek çok istiyoruzzz lütfen ❤️❤️❤️
Barış abi merhabalar, kullandığın mavi ışıklı lambalardan bulamadım bir türlü rica etsem yardımcı olabilir misin? Nereden temin edebilirim? Başarılarının devamını dilerim..
Barış Abi kusura bakmazsan sana bir öneride bulunmak istiyorum: bir de AREA 51 (51. Bölge) ile ilgili bir video hazırlasan? diğerlerini bilmem ama ben kesinlikle heyecan ile bu videonun çıkmasını beklerim. Çıktıktan sonra da izlerim.
😉
anlattıklarını içtenlikle izliyorum peki düşündüklerini fikirlerini vb. insanlara anlatırken onları üzdüğünü biliyor musun cevabını kendin vereceğin bir videon umarım vardır
Bana bıraktığınız bakış açısı anlatılmaz. Hayatımdaki kilometre taşısınız. Çok Teşekkür ederim.
Vay beee !
Merhaba Barış abi. İçindeki tüm içerikler yapay zeka GPT-3 tarafından yazılan bir blog sitesi kurdum. Ve artık tarihi kişiliklerle, ünlü yazar, filozof, alimlerle gpt-3 kullanarak karşılıklı röpotraj hazırlamaya karar verdim. Elon Musk’la yapay röportajım:
http://gptblog.media5x.com/meeting-at-the-time-machine/meeting-at-the-time-machine-2-elon-musk/
İncelersen ve daha çok kişiye ulaşması için destek olursan sevinirim 🙂
bu arada, dünyanın en yalnız insanı mı? Aaa benmişim dkshdkhsd
Barış Bey ben Enes Erdoğan. Gümüşhane ‘nin Kelkit ilçesinde Şehit Osman Şahin ilkokulu’ nda sınıf öğretmeniyim. Evli ve 3 çocuk babasıyım. Videolarınızı ilgiyle takip ediyoruz. Kızım da sizin videolarınız benimle beraber izliyor. Ailecek kitap okumayı seviyoruz. Oğlum 1.sınıfa,kızım ise 4.sınıfa gidiyor. Kızım resim alanında bilim sanat merkezinde. Sizden kısacası bizlere ve sınıfıma kitap yardımı yapmanızı istiyoruz. Teşekkürler, kendinize iyi bakın.