Kategoriler
Bilim

AH! OH! YUH!

Türkçe’nin en güçlü kelimelerinden birini söyleyeyim mi? 

Ah!

Aslında kelime bile değil, bir ses, bir ünlem bu! Öylesine güçlü ki sesinizin tonuna göre farklı anlamlara gelebilir. 

Öfkelendik mi? Ah!

Üzüldük mü? Ah ah ah!

Şaşırdık mı? Ah!

İğrendik mi? Ah!

Kafamız mı karıştı? Tersten Ah!

Bir yerimiz mi acıdı? Yine Ah!

Korktuk mu? Bas ahı gitsin! Aaaaah!

Bu videoda çok ahımı alacaksınız, çoook!

Daha başlangıçta tek bir ah, 7 farklı anlama geldi. Aslında bu tür seslerin en az 24 harfli bir alfabe olduğunu ve bu alfabenin de dünyadaki herkesin anladığı evrensel, ortak bir dilin parçası olduğunu söylesem ne derdiniz? DEVAMI ▷

Kategoriler
Bilim

Atom çarpıştırıcısına kafanızı sokarsanız ne olur?

Atom çarpıştırıcısına kafanızı sokarsanız ne olur? Bu teorik bir soru değil. Gerçekten birinin başına gelmiş. 1978 yılında… Rusya’da… Yanlışlıkla… Çernobil nükleer reaktör kazasından 8 yıl önce…

Olayın detaylarını aktaracağım, hatta bundan çok daha önce yaşanmış ve en az bunun kadar garip bir başka kişinin hikayesini de anlatacağım ama önce “atom çarpıştırıcısı” nedir, onu bir hatırlayalım. Parçacık hızlandırıcısı da deniliyor. Fizikçiler atom altı parçacıkları inceleyebilmek için onları çok güçlü mıknatısların yardımıyla hızlandırıyor ve sonra da çarpıştırıyor.  DEVAMI ▷

Kategoriler
Bilim Eğitim

Neden yüzümüze dokunmadan duramıyoruz?

Dünya Sağlık Örgütü, virüsten korunmanın en etkili üç şeklini ısrarla vurguluyor:

  • Evinde kal
  • Ellerini yıka
  • Yüzüne dokunma

Çok da zor görünmüyor değil mi? Peki neden yapamıyoruz? Neden evimizde kalamıyoruz? Ellerimizi 20 saniyeden uzun süre yıkayamıyoruz? Daha da önemlisi, neden kafamıza, yüzümüze dokunmadan duramıyoruz?

Belki de bu iş söylendiği kadar basit değildir. 

  • Michael Ryan: Odadakilere bakıyordum da son 20 dakika içerisinde kaç kişinin eliyle yüzüne dokunduğunu sayamadım…

Bunu söyleyen Dünya Sağlık Örgütü Acil Sağlık Hizmetlerinin başındaki kişiydi. Söyledikleriyle yaptıkları tutmayan tek yetkili kendisi değil. DEVAMI ▷

Kategoriler
Bilim Felsefe

Neden tek gözlü değiliz?

Gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri olarak kabul edilen “Alien – Yaratık” filminin son sahnesinde kamera yavaş yavaş gözlere doğru yaklaşır. 

    • This is Ripley. Last Survivor of Nostromo.

    Bu Ripley. Nostromo’da hayatta kalan son kişi. 

    Onun donuk gözlerinden korkuyu okuruz. Uzayda yeni bir dünyayı keşfederken karşılaştığı bir yaratık onun tüm arkadaşlarını öldürmüştür. Biri hariç. 

      • Come on kitty.

      Bir kedi. Sahnenin başında Ripley’nin kucağında duran bu kediyi yönetmen filmin bir yerinde daha kullanır. Yaratığı ilk kez gördüğümüz yerde. Daha doğrusu tam olarak göremediğimiz. Bize film tarihinin en iyi tasarlanmış yaratığını açık seçik göstermek yerine sadece onu gören bu kediyi gösterir. Sadece kedinin gözlerine bakarak korkmamızı ister. DEVAMI ▷

Kategoriler
Bilim

Penguenler de insanlar gibi konuşuyor!

“Ben büyük bir şeyim. Bu yer benim. Bütün her yer. Adam yok. Ama kadın olur.”

Bu sözler bir penguene ait. Bir Afrika penguenine. Kelimesi kelimesine tercümesi bu değil, ama yaklaşık bu anlama geliyor. Neden bu kelimeleri seçtiğime az sonra geleceğim. Önce sizi yuvasının önünde konuşan bu erkek penguenle bir tanıştırayım

Çıkardığı sesleri eşek anırmasına benzettiğinizi biliyorum. Aslına bakarsanız bu bir şarkı.  Bilim insanları bu davranış şekline “kendinden geçmiş bir şekilde gösteriş için söylenen şarkı” (Ecstatic display song) adını veriyor. Üreme mevsiminde erkekler yuvalarının önünde kendi büyüklüklerini ve sahip oldukları alanları ilan edip diğer erkekleri o bölgeden uzak tutmak ve dişileri de cezbetmek için böyle bir şarkı söylüyorlar.  DEVAMI ▷

Kategoriler
Bilim Tasarım

Şehirler ve Canlı Ağlar

Geçenlerde YouTube’da dünya kentlerinin nüfusunun nasıl arttığıyla ilgili bir video izledim. 1500’lü yıllardan başlayarak günümüze kadar geliyor. 16. Yüzyılda dünyanın en büyük kentleri arasında Edirne ve İstanbul var. İstanbul 1600’lerin başında birinci sıraya yerleşiyor ve 17. yy boyunca dünyanın en kalabalık kenti olarak kalmaya devam ediyor. Tabi o zamanlar 700.000 kişilik bir nüfusla bile dünya birincisi olunabiliyor. 2020’lerde artık 25-30 milyonluk mega kentler var. Bu büyüme sadece nüfus artışıyla ilgili değil kentleşmeyle ilgili bir gerçeği de gözler önüne seriyor. İnsanlar artık kırsal alanlarda değil kentlerde yaşamak istiyor. Kentler de insanlar gibi büyüyor. DEVAMI ▷