Öyle hızlı bir şey düşünün ki, yalnızca bir saniyede, bakın “yalnızca bir saniyede” diyorum, koskoca dünyanın çevresini 7 kere dolaşsın! Evet, ışıktan bahsediyorum. Asırlardır bilim insanlarının merakını cezbeden, dünyayı şekillendiren keşiflere yol açan, evrendeki hiçbir maddenin ondan hızlı gitmediğini bildiğimiz, hatta bu videoyu, etrafımızdaki her şeyi görmemizi mümkün kılan ışıktan bahsediyorum. Ve elbette… Belki de onu bilimin en popüler konularından biri yapan Albert Einstein’ın “özel görelilik teorisinden”…
Kategori: Bilim
Eğer 6 Şubat’ta meydana gelen deprem olmasaydı, geçen hafta 100 saat yayın yapmak yerine, başka şeyleri gündeminize getirmek isterdim.
Eğer o deprem en çok Türkiye’yi etkilemeseydi, bu hafta da tamamen başka şeyleri gündeminize getirirdim.
Ama hayat “siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir” derler ya. Başımıza çok fena şeyler geldi. Başımız sağolsun.
Sanat, tasarım, teknoloji başta olmak üzere bilim, kültür, uzay gibi konuları hikayeleştirerek anlatabilmek için kurduğum bu kanalı en çok gençler, öğrenciler takip ediyor. Ve o gençlerin şu anda da en çok ihtiyaç duyduğu şey öğrenmeye devam etmek. O yüzden ben bu geçiş videosunun ilk kısmında onların en çok merak ettiği dünya gündeminden bir konuyu ele alacağım. İkinci kısımdaysa Türkiye’nin en önemli gündemiyle ilgili bizim elimizden geldiği kadarıyla neler yapabileceğimizi paylaşacağım.
Bilim insanları nesli tükenen yünlü mamutları yeniden dünyaya getirmeye çalışıyor; hem de 4 yıl içinde bunu yapabileceklerini söylüyorlar! 2027 yılına kadar bunu gerçekleştirmek için kurulan ve birkaç gün önce 150 milyon dolar yatırım aldığını duyuran Colossal adlı bir şirket, nesli tükenen bu muazzam hayvanları on binlerce yıl sonra tekrar Sibirya düzlüklerine yerleştirmeyi planlıyor. Sadece mamutlar da değil; tazmanya kaplanı ve dodo gibi nesli tükenmiş pek çok canlının tekrar yaşama döndürülebileceğini iddia ediyorlar.
Hımm. Tabi ya! Tren dediğimiz şey aslında yatay bir asansör. Neden daha önce bunu düşünemedim? Neden hep en iyi fikirler duşta aklımıza geliyor?
Şu aralar dünyanın en büyük dedektifi kim? Benoit Blanc. En karmaşık cinayetleri çözebilen bir zeka. Glass Onion filminin bir sahnesinde onu banyodaki küvetinin içinde görüyoruz. Ünlü arkadaşlarıyla birlikte bir yandan Zoom’da takılıp problemlerini paylaşıyor, bir yandan da Among Us oynuyor. Bu bir cinayet-gizem oyunu olmasına rağmen bu dedektif bir türlü başaramıyor!
“Yeryüzü – Planet Earth” muhtemelen tüm zamanların en iyi belgesellerinden biri. Her bölümünde Dünya’daki farklı bir habitatı bize gösteren bu doğa belgeselinin 8. Bölümü ormanlarla ilgiliydi. Gezegenimizin ve içindeki doğal yaşamın elbette çok çarpıcı tarafları var ama bunları daha önce hiç görülmemiş açılardan bize gösterdiği için o belgeselin yayınlandığı 130 ülkeden milyonlarca insan hep beraber ağzımız açık, şaşkınlıkla arka bahçemizde olup bitenleri izliyorduk. İşte o 8. Bölümün bir yerinde karıncaları adeta zombileştiren bir mantar parazitinden bahsetmeye başladı doğa belgesellerinin unutulmaz anlatıcısı David Attenborough.
Enerji konusunda bugüne kadar yaşanan en önemli gelişmelerden biri gerçekleşti.
ABD’li bilim insanları füzyon gücünün hayalini kurmaya bir adım daha yaklaştı.
Artık gerçek bir füzyon enerjisi buluşumuz var!
Dünyanın en güçlü lazeriyle laboratuvarda gerçekleştirilen bir nükleer füzyon deneyinde ilk kez verilen enerjiden daha fazlası elde edildi.
Tüm bunlar iki anlama geliyor:
- 21. yüzyılın en etkileyici bilimsel başarılarından biriyle karşı karşıyayız.
- Bu bilimsel başarının teknolojik başarıya dönüşüp kullanılabilir hale gelmesi için daha yapılması gereken çok şey var.
Fakat aynı zamanda artık geleceğe dair şu hayalleri kurarken bilimsel bir dayanağımız da var: Bir gün arabalarımız böyle bir gücü kullanan Mr. Fusion benzeri motorlarla çalışabilir. Hatta Iron Man’in göğsündeki ark reaktörünü evlerimizde kullanmaya başlayabiliriz.